24 Temmuz 2010 Cumartesi

İŞSİZ ADAMDAN İŞADAMINA KADAR HERKES BORÇ ALTINDADIR

Bugüne değin hükümet darbesi deyince akla askerlerin yaptığı darbeler gelirdi. Şimdi yapılan ise hükümetin darbesidir, bir nevi hükümet terörüdür, sivil darbedir, sindirme, göz dağı, baskıdır, “sen yaparsan ben de yaparım” mantığıyla gitmedir, hesaplaşmadır, intikam almadır. Ancak bu tür davranışlarda bulunmak, kişileri de, kurumları da, ülkeyi de olumlu bir noktaya götürmez.
Milletin gündemi karnını doyurmak ve ayakta kalabilmek iken, iktidar ise her gün yeni bir atraksiyonla milletin sıkıntılarını gizlemek gibi bir tavrın içerisindedir, ekran başında ağlayıp, sızlanma, masumların üzerinden menfaat sağlama, görevi başındakilerin tutuklanmaları, satılık devlet görevlileri vasıtasıyla partilerin astığı afişleri indirmek ve hatta milliyetçilerle polisimizi karşı karşıya getirme çabaları gibi suni gündemler peşinde koşmaktadır.Farkına varmadığı veya varmak istemediği durumlarla vatandaşımız karşı karşıyadır.” İşsiz adamdan İşadamına kadar herkes borç altındadır.
Yükseklerde yer tutup, yandaşlarına göre kanun çıkaran, kayıran, Türk’ün temel değerlerinle oynayan, ülkesini kamplara bölmek arzusuyla yanıp tutuşan, vatandaşımın halinden ne anlar. Vatandaşın durumunu ne kadar kavrayabilir ki ? Kimin umurunda vatandaşımın hali….
Evine bir parça ekmek götürmek için, çoluk çocuğunun isteklerini yerine getirmek için verilen mücadele,
*Biriken elektrik, su, doğalgaz faturaları,
*Modern kalpazanların şemsiye karşılığı hediye ettiği kredi kartlarının yıktığı yuvalar,
*İş bulmak için çırpınanlar, iş başvurusu için gerekli evrakların temini için para bulamayıp sonucunda da umudunu yitirenler,
*Kirasını ödeyemeyerek ev sahipleriyle mahkemelik olanlar,
*Yavrusunun isteklerini türlü bahanelerle erteleyen babalar,
*Üniversite harcını ödeyemediğinden eğitim hayatı biten gencecik umutlarımız, geleceğimiz gençlerimiz,
*Boyalı ve satılmış medyanın lükse özendiren proğramlarıyla, körpecik bedenlerin zehirlenmesi,
*Ne iş olsa yaparım diyerek düzenbazların elinde sermaye olanlar,
*İhtiyaç sahiplerine hastaneler de ücretsiz bakılacak denirken acillerde, hastanelerde rehin kalanlar, ilaç parası bulamayanlar,
*Bir iş umuduyla yola çıkıp akşam bitmiş ve umutları tükenmiş halde eve dönenler,
*Ülkenin her yerinde yüzlerce kiralık daireler, dükkanlar,
*Büyük yabancı sermayeye peşkeş çekilmiş küçük esnaflar, mahalle bakkallarım,
*İşsizliğin tavan yaptığı ülkemin sokaklarında aylak aylak gezen gençler,
*Ürettiği para etmeyen ve topraklarını yabancı bankalara kaptıran çiftçim,
*İstenilen kanunsuzluğu yapmadığı için aba altından sopa gösterilen memurum,
*35 000 Haneli Lüleburgaz’da 23 000 hanesinin icralarda uğraştığı kimin umurunda.

Say say bitmez . İşte bu vatandaşımın hali…
Evet gerçek budur. Maalesef gittikçe de, peşinden koştukça da umut ışığı daha da uzağa kaçmaktadır.
Ya çözüm, çözüm ortada…
Referandum oylamasında vatandaşımız sandığa giderek gün geçtikçe uygulanan bu sinsi plana dur diyecek ve çözüm üretecektir. Milliyetçiliği hayatın her alanında uygulanabilir bir siyasal yönetim projesi olarak benimseyen ve uygulamaya koyan yegane güç “MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ” dir. Vatanımızın geleceği için MHP sinin, buluşma ve kucaklaşmanın tek adresi olduğunu gör. İktidara, bohçasını eline vererek gönder ve İktidara koşan MHP sinde, ülkemizin geleceğinde yerini al...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder