Seyyid Ahmed Arvasi şöyle diyor:
“Kafalarda billurlaşmayan, gönüllerde heyecan uyandırmayan idealler, yapma ve zorlama organizasyonlarla başarıya ulaştırılamazlar. Bütün mesele böyle organizasyonlar yerine, kitleleri, çeşitli açılardan cezbeden bir ruh ve şuur etrafında, kendi kendine oluşan organizmalar halinde büyümektir. Böyle bir durumda ; Her şeyden ve herkesten önce bizzat biz davamızı, en iyi şekilde öğrenmeliyiz; bu konudaki kültürünüzü derinleştirmeliyiz; büyük bir iman ve aşk halinde benimsediğimiz davamızı, bilfiil yaşayarak etrafınıza canlı bir örnek olmalıyız.”
Marifet, vitrindekileri veya sadece vitrinde görünmeye yönelik iş yapanları tanımak değildir. Böyle bir haberdarlık aldatıcıdır. “Çok şeyden haberim var” zannederken, hakkında bilgi sahibi olduğumuz konular, yüzeysellikleri yüzünden bizi sadece seyretmeye ve bilinçsizce taklit etmeye sürükler. Vitrinci anlayışa karşı durabilmek için asıl yapılması gereken iş ise, olup bitenleri sorgulayarak kendilerini bulmuş ve derinlik sahibi olmuş isimleri layıkıyla tanımak, onların düşüncelerini iyi anlamak ve kendi zihninin imkânlarını harekete geçirmektir. Kendi gündemimize sahip olabilmenin yolu ortak kitaplığa ve değerler sisteminin hayat tarzına yansıtılmasından geçiyor. Alternatif bir gelişme yolu takip edilmezse dezenformasyondan etkilenmemek mümkün değildir. Hayatlarının geçmişteki bir dönemini “altın devir” telakki edip ona takılıp kalmış, yeni olgular ve yeni bağlantılar keşfedip bunlardan bugünün sorunlarına cevap üretmek gibi bir derdi olmayanlarla yüzeysel birliktelikler sergilenebilir ancak. Gerçek birlik hayat tarzlarındaki birliktir, tüketim kalıplarındaki ve hedeflerdeki birliktir.
Samimi olanın gördüğü bir gerçek var ki “Çürük Elmalar”ın verdiği zararı herkesin anlaması için Kızılelma’nın yeniden parlaması gerekmektedir. Kimseler ortada yokken milli düşünceyi temsil eden referans isimlerimizin,
Değerlerimiz bir bir tahrip edilirken nerede olduklarının ve nelerle meşgul olduklarının muhasebesini doğru dürüst yapmaları gerekmektedir.