
Sanıyoruz ki ülkedeki gerilimin kaynağı referandumla beraber evet-hayır. Ya da diğer tanımıyla, Türkiye ve Cumhuriyet düşmanlığıyla buna karşı verilen milli mücadele refleksi. Bu kavramlar, tüm kurumları politize olmuş bir ülkede içi boşaltılmış maske kavramlardır.
Esasında bu kavga Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ad değiştiren kadrolaşmanın şimdi yeniden Devlet yönetim kadrosuna sirayet etmiş halidir. Gücü ele geçirme ve elde tutma kavgasıdır.
Milletvekilliği, Bakanlık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa mahkemesi, Yargı, Medya, Rektörlük, Sendika… Aklınıza ne kadar kurum ve kuruluş gelirse hepsi ele geçirilmesi gereken mevzi konumundadır.
Böyle olunca birden fazla oyun, oyuncu ve kimin eli kimin cebinde olduğu anlaşılamayan senaryolarda görülmektedir.
Dolayısıyla kavramların arkasına sığınarak karşıt düşünceyi ortadan kaldırarak Devletin bütün kurumlarına sahip olmak, ele geçirmek düşüncesidir. İktidarın yaptığı da budur ve bunun peşindedir.
Hani ;
Tshırtler vardı bir zamanlar ”alışamadık” yazılı. Yıllar geçti büyük bir çoğunlukta alışamadık diye diretmektedir.
Tshırtler duruyorsa, yeniden giymenin tam zamanı. kasımpaşa üniversitesi bitirim yürüyüşü anabilim dalı başkanı da olsa güzelim ülkemizin geleceğini etkileyecek yanlış kararlar alıyorsa buna alışmanın mümkün olmadığını göstermemiz gerekmektedir.
Varmısınız !.. Bizler o tshırtlerin üzerine birde “ H A Y I R “ ekleyelim…